Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin: İşçi alımına ilişkin yasal süreç devam ediyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun (UAMIF) 10. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.
Bakan Alim görüşmede, çalışma hayatında son dönemde yaşanan gelişmelere değindi.
“Sosyal politika tedbirlerini hayata geçirdik”
Burada bir konuşma yapan Alım, işçilerin enflasyondan minimum düzeyde etkilenmesi için bazı sosyal politika tedbirlerini hayata geçirdiklerini söyledi.
“3600 ek gösterge düzenlemesi ile yeni haklar verildi”
Kamu çalışanlarına özellikle emekliliklerinde fayda sağlayacak 3600 ek gösterge düzenlemesi ile yeni haklar verdiklerini hatırlatan Alım, kadroya sözleşmeli kamu çalışanının da eklendiğini kaydetti.
“Asgari ücreti vergiden muaf tuttuk”
Bununla birlikte sadece asgari ücret alan personelin fiyatları vergiden muaf tutulmadı, bunu taban fiyata kadar tüm çalışanların fiyatlarına da uyguladık. Sonuç olarak, işçiler asgari fiyata kadar gelirlerinde vergiden muaf bir dönem yaşamaya başladılar. Bu onların hakkıydı, biz onlara bu hakkı teslim ettik. Kamuda devamsız işçi sorunu vardı. Devamsız personel sorununu çözme yolunda değerli bir adım attık. TBMM’ye sunduk.
“Kamu çalışanlarına ilişkin sürdürdüğümüz toplu iş sözleşmesi çerçeve protokolü hayata geçirilecek”
Kamu çalışanlarına yönelik toplu iş sözleşmesi çerçeve protokol çalışmalarımız başlamıştır. Beyin sarsıntısı nedeniyle ara verdik ama hak kaybı olmayacak şekilde yapacağız.
“Toplum Yararına Program’ı 50 bin kişiye çıkarmayı planlıyoruz”
Enflasyonun zararını en çok ücretlilerin hissettiğini kaydeden Alım, şöyle konuştu:
Bu süreçlerde ücretlileri ve işçileri korumaya yönelik sosyal politika tedbirleri ortaya koymak birincil görevimizdir. Bu önlemlerin başında toplu iş sözleşmesi ve taban fiyat mekanizması gelmektedir. Deprem sonrasında birbiri ardına sosyal politika uygulamalarını hayata geçirdik. Önce kısa çalışma ödeneğini kalkan olarak uygulamaya başladık. Kısa çalışma ödeneğine uymayanlar için peşin fiyat esasına ilişkin imkanı başlattık. Yine bölgede çalışmak isteyen işsiz ailelerin üyelerine taban fiyat seviyesinde gelir sağlayan Topluma Yararına Çalışma Programı’nı (TYP) hayata geçirdik. Yaklaşık 25 bin kişiyi kapsayan bu uygulamayı ayda 50 bin aileye yaygınlaştırmayı planlıyoruz. Onu bir program haline getirdik.
“İşçi alımına ilişkin hukuki sürecin başlamasından memnuniyet duyuyoruz”
TÜRK-İŞ Genel Lideri Ergün Atalay da devamsız personel alımına ilişkin yasal sürecin başlamasından memnuniyet duyduklarını söyledi.
“Taşeron işçilerin kadro beklentisi devam ediyor”
Atalay, kapsam dışında kalan taşeron işçilerin takım sorununun devam ettiğini belirterek, “Çalışma hayatına ilişkin taleplerimizin tamamına yakını karşılandı. KİT’lerdeki taşeronların ve kamu dışı taşeron işçilerin kadro beklentisi devam ediyor.”söz konusu.
İşçiler, işsizler ve emeklilerin toplumun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturduğuna işaret eden Atalay, şu bilgileri verdi:
TÜRK-İŞ’in üye sayısı birçok partiden fazla ama kimse bize bir şey sormuyor. İşçiler olarak bizim hatamız. Sorunlarımızı çözmek için hep ağlayacak mıyız? Biz toplumun yüzde 60’ıyız ama Meclis’te üç işçi yok. Suçlu biziz. Emeğimize sahip çıkmalıyız. Bunu yapamazsak ağlamaya devam edeceğiz.
“Emekçilerin birliğini güçlendirmesi gerekiyor”
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, işçi sınıfının sorunlarının analizinin uluslararası birlik ve örgütlü çabaya dayandığını belirterek, bunun için ulusal ve uluslararası düzeyde işçilerin birliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. güçlenmek
“Bir ülkede savaş varsa iş ve işçi yoktur”
Ekonomik kriz ve savaşların bedelini en çok emekçilerin ve yoksulların ödediğini vurgulayan Kavlak, şunları kaydetti:
Savaşların bedelini emeğiyle geçinenler, işçiler, işsizler ve yoksullar ağır ödüyor. O halde artık bir gerçeği yüksek sesle söylemeliyiz; Bir ülkede savaş varsa yemek yok, iş yok, personel yok, sendika yok, hak ve özgürlükler yok, insan hayatı yok. Bu nedenle, ülkemin kurucusu ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vurguladığı gibi, hem kendi ülkemizde hem de tüm dünyada barışı savunmalıyız.